Bu Blogda Ara

26 Aralık 2013 Perşembe

Roz Kohen: Değişen Şehir: Büyükada - Rafael Benshoam'ın Evi

© Roz Kohen - Dora 13-14 aylık..
Katarina ve Rafael Benshoam'ın
Büyükada'daki evinde (1947)

© Roz Kohen - Ablam Dora
en eski hatırasındaki gibi...
Büyükada'daki eski sahibi Rafael Benshoam
olan evin girişinde, kasım 2007
 
© Roz Kohen - Rafael Benshoam,
evin avlusunda hindisini beslerken
(Büyükada, 1947)
 
© Roz Kohen - Sevil Parlak,
8 kasım 2007'de evin önünde
ablam ve benim bu
fotoğrafımızı çekti, Büyükada
Roz Kohen "Yahudi İstanbul'unu / İstanbul Yahudileri'ni" anlatıyor: İstanbul'da Yahudiler ve Yahudi Yaşamı

[KanalKultur] - Büyükada'daki Nizam mahallesinde bulunan Doğan Sokağı Yokuşu'ndaki Rafael ve Katarina Benshoam'ın, biz henüz doğmadan önce inşa ettirdiği deniz manzaralı eve, ailece en son 1960'lı yıllarda gitmiştik.

Rafael Benshoam vefat ettikten sonra, eski "Adalı"lardan olan dul eşi Katarina, bu evi satmış; daha yukarılarda küçük bir ada evine taşınmıştı...

İstanbul'u her ziyaretimde olmasa bile, fırsat buldukça, adayı eş-dost ve kızlarımla gezdiğim halde, doğrusu bu evi yeniden ziyaret etmeyi düşünmemiştim.

2007 yılının kasım ayında ablam Dora ile İstanbul'da 15 günlüğüne özel bir buluşma tertiplemiştik. O, İngiltere'den, bense halen yaşadığım A.B.D.'den birer saat arayla İstanbul'a varmıştık. İstanbul'daki zamanımızı, hep eski dost ve anılarımızın olduğu yerleri bularak ve anılarımızı da yeniden yaşayarak geçirecektik....

Dönüşümüze birkaç gün kala, Büyükada'ya gitmeye karar verdik. Soğuk ve yağmurlu bir kasım günüydü. Kabataş'tan kalkan ada vapuru tenhaydı... Adaya varır varmaz, İskele girişindeki kahvehanede sıcak çaylarımızı içip, ay çöreklerimizi paketledikten sonra, emin adımlarla bildiğimiz ve daha önce yaz tatillerini de geçirdiğimiz yerlere doğru yollandık. Önce annemin akrabası Musyu Bienveniste'nin Maden tarafındaki evini aradık. Evin yerinde yeller esiyordu. Boş bir arsayla karşılaştık. Evin bakımsızlıktan çöktüğünü, miras sorunlarından ötürü de kimsenin sahip çıkmadığını da öğrendik...

© Roz Kohen - Ablam Dora, Rafael Benshoam'ın
yaptırdığı evin yeni sahibi,
Sevil Parlak ve öğrencileri,
Büyükada, kasım 2007
Ardından Rafael Benshoam'ın Nizam mahallesindeki evine doğru yola koyulduk. Ablam evin yerini eliyle koymuş gibi buldu. Çiseleyen yağmurun altında kaldırım yokuşu tırmandık ve dar demir kapı önünde durduk. Ablam, "işte burası" dedi. Öylece kapının dışında dururken, ellerinde fotoğraf makineleriyle peyda olan 3-4 kişilik "Güzel Sanatlar" bölümünde okuyan bir öğrenci grubu ve eğitimcileriyle sohbete daldık. Bu esnada evin sahibi de kapı önündeki kalabalığı görünce dışarıya çıktı.

Grup, ziyaretimizin nedenini ilgiyle dinlerken, ev sahibi de bizi avluya aldı, eve buyur etti. Ablam, "işte burada çekilmiş fotoğraf, en eski anılarımdan biri" derken, aynı şekilde, o 1947 temmuzundaki, ondört aylık olduğu dönemdeki gibi, gayri ihtiyari poz vermişti.

© Roz Kohen - Evin önünden görünen manzara,
Büyükada, kasım 2007
Duvarın yanındaki anılarımızı süsleyen ortancalar, 60 yıl sonra da zamana meydan okuyarak yerli yerinde duruyordu.

"Yeni" ev sahibi, kendisinden önce evin dört kez el değiştirdiğini anlattı. Karısının vapurla gelirken evi görebilmesi için parlak bir sarıya boyattığını söyledi. Evin girişindeki tuvallerden ressam olduğu her halinden belliydi...

Pek çok yazar ve sanatçı, adanın artık "yeni" sakinleri arasında yerini alırken, eski sakinleri ya dünyadan göçmüşlerdi ya da başka yerlere, diyarlara, ülkelere göçmüşlerdi...

Adadan dönüşümüz, akşam 5 vapuruyla oldu: Alt kamarada palto ve şapkalarımıza sarılıp oturarak... Tıpkı, bir daha geri gelmeyen çocukluğumuzdaki gibi... [KanalKultur]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder