Bu Blogda Ara

14 Temmuz 2016 Perşembe

Baden-Württemberg Eyaleti Baden Bölgesinde Türkiye Kökenli Öğrencilerin Dil Kullanma Alışkanlıklarına Yönelik Araştırma

@VeliAkademisiHD - Heidelberg Göç Araştırmaları ve Kültürleraşırı Pedagoji Merkezi (Heidelberger Zentrum für Migrationsforschung und Transkulturelle Pädagogik - Hei-MaT) Direktörü Prof. Dr. Havva Engin, 2013 / 14 öğretim yılında, “Göçmen Türk Veliler İçin Veli Akademisi ve Bu Bağlamda Eğitim Malzemesi Geliştirilmesi Projesi” çerçevesinde, Baden-Württemberg eyaleti Baden bölgesinde Türk Dili ve Kültürü Dersi’ne (Türkçe ve Türk Kültürü Dersi) giden öğrenciler arasında, onların dil kullanma alışkanlıklarına yönelik bir anket çalışması düzenledi.

Baden bölgesinde 2013 / 14 öğretim yılında Türk Dili ve Kültürü Dersi’ni (Türkçe ve Türk Kültürü Dersi) alan 10942 öğrencinin, 6125’ine yani % 55,98’ine doldurduğu anket kâğıdı ile ulaşıldı.

Ankete katılan öğrencilerin % 60’ı ilkokula, % 15’i Realschule’ye (orta dereceli okul), % 15 Werkrealschule’ye (orta dereceli okul) ve % 6’sı Gymnasium’a (lise) devam ediyor.

Sonuçların Özeti

Öğrencilerin Doğum Yeri

Ankete katılan öğrencilerin % 92’si Almanya doğumlu. Bunların % 85’i 2. nesle ait; 3. neslin oranı % 4.

Kreşe Gitme Oranı

Ankete katılan öğrencilerin % 97’si Almanya’da kreşe gittiğini belirtiyor. Kreş eğitimi, Baden-Württemberg’in Baden bölgesinde yaşayan Türkiye kökenli aileler arasında büyük önem taşıyor.

Öğrencilerin Okula Bakışı

Ankete katılan öğrencilerin % 50,8’i severek okula gittiğini belirtiyor; % 37’si bunu orta derece olarak beyan ediyor, % 9,8’i okula severek gitmediğini kaydediyor.

Öğrencilerin Türk Dili ve Kültürü Dersi’ne (Türkçe ve Türk Kültürü Dersi) Bakışı

Ankete katılan öğrencilerin % 67,1 Türk Dili ve Kültürü Dersi’ne (Türkçe ve Türk Kültürü Dersi) severek devam ettiğini belirtiyor; % 24,2’i bunun orta derece olduğunu beyan ediyor;  % 5,3’ü derse severek gitmediğini kaydediyor.

Türk Dili ve Kültürü Dersi (Türkçe ve Türk Kültürü Dersi) en çok ilkokula giden öğrenciler arasında kabul görüyor. Realschule ve Gymnasium’a giden öğrenciler arasında oran düşüyor.

Öğrencilerin Aile Fertleriyle Dil Kullanma Alışkanlıkları

Ankete katılan öğrencilerin % 57,9’u evde genelde Almanca ve Türkçeyi beraber konuştuklarını belirtiyor. % 27,8’si ailede Türkçe, % 7,9’u Almanca konuştuğunu kaydediyor. Sonuçlar, öğrencilerin gündelik hayatta en az iki dili düzenli konuştuklarını gösteriyor.


Öğrencilere değişik aile fertleriyle konuştukları dil(ler) sorulduğunda, % 56’sı anneleriyle ve % 49,7’si babalarıyla sadece Türkçe konuştuğunu belirtiyor. Anneyle sadece Almanca konuşanların oranı % 23,3; babayla sadece Almanca konuşanların oranıysa % 26,3. Anneyle iki dilde konuşan öğrencilerin oranı % 16,3; babayla iki dilde konuşan öğrencilerin oranı % 19.



Anne - babanın yanında en yoğun, % 83,5 oranında Türkçe konuşulan aile fertleri büyükanne ve büyükbaba. Öğrencilerin % 5’iyse büyükanne ve büyükbabası ile sadece Almanca konuşuyor.

Öğrencilerin Kardeşleriyle ve Okul Arkadaşlarıyla Dil Kullanma Alışkanlıkları

Öğrencilerin % 51,5’i yani yarısından fazlası kardeşleriyle sadece (!) Almanca konuşuyor; buna karşın Almanca ve Türkçeyi kullananların oranı % 22,6; sadece Türkçe konuşanların oranıysa % 16,1’de kalıyor.


Ankete katılan öğrencilerin % 78,9’u okulda arkadaşlarıyla sadece Almanca konuşuyor; % 15,1’i iki dilde iletişim kuruyor. Öğrencilerin % 3,9’u okulda arkadaşlarıyla sadece Türkçe konuşuyor.


Öğrencilerin Devam Ettiği Okul Modellerine Göre Dil Kullanma Alışkanlıkları 

Ankete katılan öğrencilerin devam ettiği okul modeli temel alındığında, ilkokula giden öğrencilerin % 54’ünde ve Werkrealschule’ye giden öğrencilerin % 59,4’ünde evde iki dili beraber kullandığı ortaya çıkıyor. Bu oran Realschule’ye giden öğrenciler arasında % 66,4 ve Gymnasium’a gidenler için % 72,5.

Yine okul modellerine bakıldığında, ailesi ile sadece Türkçe konuşan öğrencilerin oranı ilkokulda % 29,4; Realschule’de % 22,9 ve Gymnasium’da % 19,1.

Sonuç olarak okulun eğitim düzeyi arttıkça aile içinde sadece Türkçe konuşma oranı da önemli ölçüde düşüyor ve ikidilliliğe kayıyor.

Öğrencilerin Almanca Dil Düzeyini Değerlendirmesi 

Ankete katılan öğrencilerin cevapları, nesil sayısına göre farklılıklar gösteriyor. 1. nesilde Almanca dil düzeyinin iyi olduğunu söyleyenlerin oranı % 62,3; 2. nesilde oran % 77,8 ve 3. nesilde % 85,4. Buna göre, nesil sayısı ilerledikçe, Almancanın düzeyi ve önemi öğrenciler arasında artıyor.


Öğrencilerin Türkçe Dil Düzeyini Değerlendirmesi 

Buna karşın, öğrencilerin Türkçe dil düzeyleri nesle göre azalıyor. 1. nesilde Türkçe dil düzeyinin iyi olduğunu söyleyenlerin oranı % 72,8; 2. Nesilde bu oran % 63,6 ve 3. nesilde ise % 49,4. Sonuç olarak, nesil sayısı ilerledikçe, Türkçenin düzeyi ve önemi öğrenciler arasında önemli düşüş gösteriyor.

Özetle

Anket çalışmasına katılan öğrencilerin:
  • % 92’si Almanya’da doğdu;
  • % 97’si kreş eğitimi aldı;
  • % 50,8’i severek okula gidiyor; 
  • % 67’si severek Türk Dili ve Kültürü Dersi’ne (Türkçe ve Türk Kültürü Dersi) devam ediyor;
  • % 57,9’u ailede Almanca ve Türkçe konuşuyor; % 27,8’i sadece Türkçe ve % 7,9’u sadece Almanca kullanıyor;
  • % 56’sı anneleri ile Türkçe; % 49,7’si babaları ile Türkçe konuşuyor; 
  • % 51’i kardeşleri ile sadece Almanca konuşuyor; % 16’sı sadece Türkçe konuşuyor;
  • % 83,5’i büyükanne-büyükbaba ile sadece Türkçe konuşuyor; Almanca konuşanların oranı % 5;
  • Ailesinde ve arkadaşlarıyla sadece Türkçe konuşanların en düşük oranı Realschule ve Gymnasium’a gidenler arasında;
  • 1. nesle dahil olanların % 62,3’ü Almanca dil düzeyini iyi olarak değerlendiriyor; 2. nesilde bu oran % 77,8 ve 3. nesilde % 84,5 .
  • 1. nesle dahil olanların % 72,8’i Türkçe dil düzeyini iyi olarak değerlendiriyor; 2. nesilde bu oran % 63,8’e ve 3. nesilde % 49,4’e düşüyor.
Sonuçların Değerlendirilmesi

Ankete katılan öğrencilerin % 90’ı Almanya doğumlu olup, okul öncesi kreş eğitimi almış.

Öğrenciler severek okula gidiyor ve Türk Dili ve Kültürü Dersi (Türkçe ve Türk Kültürü Dersi) % 67’si için önem taşıyor.

Verilen cevaplar bir gerçeğin altını çiziyor: Türkiye kökenli ailelerde, aile hayatı genelde iki dil üzerinden – Almanca ve Türkçe – yürüyor.

Enteresan olan olgu, ankete katılan öğrencilerin, aile fertleriyle değişik dil stratejileri kullandığı gerçeği. Yarısından fazlası, anne ve babası ile Türkçe konuşuyor; aynı şekilde öğrencilerin % 83’ü büyükanne-büyükbaba ile iletişim kurmakta Türkçeyi kullanıyor.

Buna karşın, kardeşler arasında iletişimde Türkçe dramatik bir şekilde geri planda kalıyor.

Öğrencilerin % 51’i kardeşleriyle sadece Almanca konuşuyor; % 21’iyse Almanca ve Türkçe konuşuyor; % 16’sı sadece Türkçe konuşuyor.

Aynı durum okul hayatında kullanılan dil için de geçerli. % 78,9’u okulda arkadaşları ile sadece Almanca konuşuyor.

Öğrencilerin Almanca ve Türkçe dil düzeylerini değerlendirmesi istenildiğinde, ilerleyen nesle göre Almanca düzeyi artıyor; buna karşın Türkçe düzeyi önemli şekilde azalıyor.

Çalışma, Almanya’da yetişen Türkiye kökenli gençler arasında, nesillere göre dil tercihlerinin değiştiğini gösteriyor. İkici ve üçüncü nesiller arasında baskın dil olarak Almanca ortaya çıkıyor. Türkçe ise ikinci ve üçüncü nesilde hızlı bir şekilde önem kaybediyor.

Çalışma, Türkçenin kardeşler arasında çok az kullanıldığını ve kardeşler arasındaki iletişimin genelde sadece Almanca veya iki dilde sağlandığını ortaya koyuyor.

Başka bir sonuç, öğrencilerin devam ettiği okul modellerine göre, sadece Türkçe konuşma ve kullanma isteğinin düşmesi olgusu. Realschule ve Gymnasium’a giden öğrenciler arasında, sadece Türkçe kullanma alışkanlığı en düşük düzeyde. Buna karşın dominant dil pratiği olarak Almanca veya ikidillilik ortaya çıkıyor.

Çalışma, geleceğe yönelik şu ipuçlarını veriyor:
  • Türkçe, anadil/göçmen dili olarak gelecekte de var olmak istiyorsa, sadece ailede değil, okulda da öğretilmeli;
  • Türkçeyi yaşatmak için, ailede en önemli görev anne - babaya düşüyor; zira, çocuklar kardeşleriyle önemli ölçüde sadece Almanca konuşuyor;
  • Türkçeyi sevdirmek ve yaşatmak için, büyükanne-büyükbabanın rolü en az anne ve babanınki kadar önem taşıyor. @VeliAkademisiHD

10 Temmuz 2016 Pazar

Kazdağı Türkmenlerinde Sarıkız (1998)

Kazdağı Türkmenlerinde Sarıkız; © Foto: İsmail Engin, Kazdağı, Edremit - Balıkesir, 1998

"... Balıkesir'in kıraç ve yalçın kenarlarından gün batıya dönerken karşınıza Truva ilâhlarının, ilâhelerinin kaynaştığı, yaşadığı Kaz Dağı silsilesinin karlı İda tepeleri çıkar. Ebedî yeşillikleriyle Akdeniz'in ebedî maviliklerini loşlaştıran esatirî çam ormanlarının koyu, loş korkunç karanlıkları Edremit'e doğru yürüdükçe, insanı ürperten bir sükûnetle üstüne çöker...
"Ağustos 3" [=16 Ağustos]ten evvel zaviyelerde büyük faaliyetler vardır. Kaz Dağı'nın en yüksek tepelerinden birisi olan "Sarı Kız Tepesi"ne göç vardır. İzmir'den, Aydın'dan bu âyine iştirak edecek murahhaslar, vekiller gelir. Edremit ve Çanakkale havalisinden akın akın Sarı Kız tepesine göçerler. Yaylanın harikulade lâtif beyaz zambakları, canlı ve kokulu çiçekleri daha solmamıştır. Sarı Kız'ın mukaddes ormanlarından bir dal bile asırlardan beri kesilmemiştir. Sert sonbahar havasının ilk günleri, kokulu çam ormanları içinde Sarı Kız tepesinin yüksek ve hafif havası ruh ve asaba bir zindelik verir. Canlı neş'e de var.
Obaların süreğe dahil olmayan gençleri, tepenin eteklerinde silâhlı olarak bir muhafaza hattı teşkil eder. İkrar veren bacı ve erler Sarı Kız merhumun taş yığınları ve çam gölgeleri altında nereden geldiği malûm olmayan mezarına kırk adım kalınca herkes sağ tarafına yere yatar ve üç adım kalıncaya kadar sürünerek ulaşır. Toprağına niyaz edilir. Oraya bir hatıra bırakır; para, erzak, elbise. Bu adakları verdikten sonra, tekrar sağ yan üstü geri geri sürünerek kırk adım kadar geri çekilir. (Bu mesafenin adım veya adam boyu olması henüz halledilememiştir.)
Her gün, gün batımı zamanı bu sürünme tavafı yapmak üzre, yedi gün yedi gece ikamet edilir. Kafilenin en mebzûl ağırlığı: Bol rakı, kurban, tatlı.
Güzide sazcılar güzide nefesçilerin âheng ü teraneleri içinde "ulu gün"ler yaşanır.
Sekizinci gün ayakta olarak ikrar ve iman tazelenir..."
Bkz. Baha Said: "Anadolu'da Gizli Mabetler-II" Memleket Gazetesi, nr. 18, 26 Cemâzî-yel-evvel 1337 / 27 Şubat 1335 / 1919 [Bu makaleyi Osmanlıcadan çevirerek yayına hazırlayan, İsmail Görkem: İttihat ve Terakkî'nin Yaptırdığı "Anadolu'da Gizli Mabetler" Konulu Araştırmalar. Baha Said Bey: Türkiye'de Alevi-Bektaşi, Ahi ve Nusayri Zümreleri. Ankara 2000: 94-98]

8 Temmuz 2016 Cuma

Ön-Asya Etnografyası - Tahtacılar: Isparta Tahtacıları (1950)

Ön-Asya Etnografyası - Tahtacılar: Isparta Tahtacıları (1950) 
Havva & İsmail Engin koleksiyonu

İnsan İnsanı Çekermiş

İstanbul Modern, 2 haziran - 18 aralık 2016 tarihleri arasında küratörlüğünü Merih Akoğul’un üstlendiği “İnsan İnsanı Çekermiş” adlı sergiye ev sahipliği yapıyor. Yeni kazandırılan fotoğraflarla birlikte daha da zenginleşen İstanbul Modern Fotoğraf Koleksiyonu’ndan bir seçki “İnsan İnsanı Çekermiş” adlı sergide buluşuyor.

Genç Türkiye’nin gelişen ve yenilenen yüzünü dünyaya tanıtan, belge fotoğrafının Cumhuriyet dönemindeki en önemli temsilcilerinden Othmar Pferschy’den günümüze uzanan dönemde çekilen insan fotoğraflarının yer aldığı sergide, 80 yıllık süreçte, 80 fotoğrafçının çektiği insan fotoğrafları yer alıyor.

Küratörlüğünü, fotoğraf sanatçısı ve İstanbul Modern Fotoğraf Danışma Kurulu üyesi Merih Akoğul’un üstlendiği sergide sanatseverler insan portrelerini incelerken, 80 yıllık süreçte gelişen ve değişen teknikleri, yorumları ve sosyo-ekonomik koşulları da takip ediyor. Sergi, fotoğrafçıların kendilerine özgü bakış açılarıyla, izlenimcilikten anlatımcılığa, belgeselden sanata, Anadolu fonundan stüdyonun gelişmiş olanaklarıyla üretilen çağdaş portrelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. “İnsan İnsanı Çekermiş”, içinde insanın yer aldığı fotoğrafların yarattığı genel hissiyatın bir özetini de izleyiciye sunuyor.

4 Temmuz 2016 Pazartesi

Türkiye’den Almanya’ya Göçün 55. Yılında: Anadili – Kökendili – Yabancı Dil? Türkçenin Baden-Württemberg Eyaletindeki Geleceği | 55 Jahre Migration aus der Türkei nach Deutschland: Muttersprache – Herkunftssprache – Fremdsprache? Die Zukunft des Türkischen in Baden-Württemberg


@VeliAkademisiHD - Türkiye’den Almanya’ya “İşçi Göçü” bugünlerde 55 yılını dolduruyor ve şu anda dördüncü kuşak eğitim sisteminde yerini almış bulunuyor. Değişik eyaletlerden gelen bilgiler, üçüncü ve dördüncü kuşak Türkiye kökenli göçmenlerin giderek daha az Türkçe konuştuğu ve Türkçeye ilgi duymadığı yönünde.

Heidelberg Göç Araştırmaları ve Kültürleraşırı Pedagoji Merkezi (Heidelberger Zentrum für Migrationsforschung und Transkulturelle Pädagogik - Hei-MaT), 15 Temmuz 2016 günü (Saat | Uhr 14:30 – 17:30) (Yer | Ort: Pädagogische Hochschule Heidelberg, Keplerstr. 87, 69120 Heidelberg adresinde) 'Türkiye’den Almanya’ya Göçün 55. Yılında: Anadili – Kökendili – Yabancı Dil? Türkçenin Baden-Württemberg Eyaletindeki Geleceği | 55 Jahre Migration aus der Türkei nach Deutschland: Muttersprache – Herkunftssprache – Fremdsprache? Die Zukunft des Türkischen in Baden-Württemberg' konulu bir konferans düzenliyor.

Konferansın hedefi, Baden-Württemberg Eyaleti örneğinde, Türkçenin durumunu irdelemek ve ilginin arttırılması için çözümler üretmek...

* * *

In diesen Tagen wird der Beginn der Gastarbeiteranwerbung aus der Türkei nach Deutschland vor 55. Jahren begangen. Mittlerweile wächst die vierte Generation heran und aktuelle Studien zeigen, dass immer weniger Jugendliche der dritten und vierten Generation die Herkunfts-/Familiensprache Türkisch sprechen können – und auch wenig Interesse zeigen, sie zu lernen.

Das Ziel der Tagung mit dem Titel „55 Jahre Migration aus der Türkei nach Deutschland: Muttersprache – Herkunftssprache – Fremdsprache? Die Zukunft des Türkischen in Baden-Württemberg“ ist es, diesem Aspekt - auf der Grundlage aktueller Forschungsergebnisse von Prof. Dr. Havva Engin – nachzugehen.

Veranstaltet wird die Tagung vom Heidelberger Zentrum für Migrationsforschung und Transkulturelle Pädagogik – Hei-MaT der Pädagogischen Hochschule Heidelberg.

Zeit: 15.07.2016, 14:30-17:30, Ort: Pädagogische Hochschule Heidelberg, Keplerstr. 87, 69120 Heidelberg

Program | Programm

Açılış | Eröffnung

Sylvia Selke (Geschäftsführerin Hei-MaT)

Selamlama | Grußworte 

• Prof. Dr. Hans-Werner Huneke (PH Heidelberg Rektörü | Rektor der PH Heidelberg)
• N.N. - T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı

Ana Sunum | Hauptvortrag

Prof. Dr. Havva EnginBaden Württemberg Eyaleti Örneğinde Türkiye Kökenli Öğrenciler İçin Türkçenin Önemi | Die Bedeutung der Mutter-/Familiensprache für türkischstämmige Schülerinnen und Schüler in Baden-Württemberg

Konuya Değişik Perspektiflerden Yaklaşım | Unterschiedliche Perspektiven auf das Thema

Okul Dairesi Perspektifi | Perspektive Staatliches Schulamt

Miriam Aakerlund: Okulların, Türkçe ve Türk Kültürü Derslerine Yönelik Tecrübeleri | Erfahrungen mit der Organisation des Türkischunterrichts an den Schulen

Göçmen Derneklerin Yaklaşımı | Perspektive Migrantenselbstorganisationen

• Kemal Ülker – BTOABDF: Türkçenin Aile İçindeki Konumu ve Veli Derneklerinin Görevi | Präsenz der Erst-/Familiensprache in Familien und Elternnetzwerke in Baden-Württemberg

• Ayten Kılıçarslan – DİTİB Almanya Merkezi | DITIB Bundesverband: Camilerin Anadilini Korumadaki Görevi | Die Rolle der Moscheevereine bei der Pflege der Erst/Familiensprache 

Panel | Diskussionsrunde

Göçmen Dilleri – Eğitim Başarısı İçin Destek mi ya da Engel mi? Göçmen Dillerine Yönelik Nasıl Politikalara İhtiyaç Var? | Migrationssprachen – Reichtum oder Hindernis für die Bildungsintegration? Welche Sprachenpolitik benötigen wir im Land?

Mahmut Pervaneli (Türk. Elternverein Gaggenau); Catherine Mechler (Ausländer-/Migrationsrat Heidelberg), Miriam Aakerlund (Staatl. Schulamt Mannheim); Manfred Kern, MdL (Grüne); Ulli Hockenberger, MdL (CDU) (angefragt); Dr. Stefan Fulst-Blei, MdL (SPD)

Türkiye’den Almanya’ya Göçün 55. Yılında: Anadili – Kökendili – Yabancı Dil? Türkçenin Baden-Württemberg Eyaletindeki Geleceği | 55 Jahre Migration aus der Türkei nach Deutschland: Muttersprache – Herkunftssprache – Fremdsprache? Die Zukunft des Türkischen in Baden-Württemberg / Heidelberg Göç Araştırmaları ve Kültürleraşırı Pedagoji Merkezi | Heidelberger Zentrum für Migrationsforschung und Transkulturelle Pädagogik - Hei-MaT) / Tarih Datum 15.07.2016; Saat | Uhr 14:30 – 17:30; Yer | Ort: Pädagogische Hochschule Heidelberg, Keplerstr. 87, 69120 Heidelberg